İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | mutually exclusive s. | birbirini dışlayan | ||
It demonstrates that economic competitiveness and social cohesion are not mutually exclusive. Ekonomik rekabet gücü ve sosyal uyumun birbirini dışlamadığını göstermektedir. More Sentences |
||||
Computer | ||||
Bilgisayar | mutually exclusive s. | birbirini dışlayan | ||
Reducing emissions of greenhouse gases and allowing monopolies to keep making obscene profits are mutually exclusive. Sera gazı emisyonlarını azaltmak ve tekellerin müstehcen karlar elde etmeye devam etmesine izin vermek birbirini dışlar. More Sentences |
||||
Informatics | ||||
Bilişim | mutually exclusive s. | birbirini dışlayan | ||
Subsidiarity and the Community method are not after all mutually exclusive. İştirakçilik ve Topluluk yöntemi birbirini dışlamaz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | mutually exclusive s. | karşılıklı hariç | ||
Genel | mutually exclusive s. | ayrışık | ||
Genel | mutually exclusive s. | biri olursa biri olmayan | ||
Genel | mutually exclusive s. | birbirini karşılıklı olarak dışlayan | ||
Technical | ||||
Teknik | mutually exclusive s. | karşılıklı dışarlayan | ||
Computer | ||||
Bilgisayar | mutually exclusive s. | karşılıklı dışarlayan |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrases | ||
İfadeler | collectively exhaustive, mutually exclusive expr. | efradını cami ağyarını mani |
Trade/Economic | ||
Ticaret/Ekonomi | mutually exclusive goals i. | çelişkili amaçlar |
Technical | ||
Teknik | mutually exclusive events i. | karşılıklı dışarlayan olaylar |
Computer | ||
Bilgisayar | mutually exclusive events i. | karşılıklı dışlamalı olaylar |
Bilgisayar | mutually exclusive events i. | karşılıklı dışarlayan olaylar |
Statistics | ||
İstatistik | mutually exclusive event i. | ayrık olay |
İstatistik | mutually exclusive event i. | karşılıklı dışlamalı olay |